Kadın Adaylarınıza Gerçekten Eşit Fırsat Veriyor Musunuz?

Geçtiğimiz günlerde IMF (International Monetary Fund) Direktörü Christine Lagarde, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, bazı ülkelerin kadınların işgücüne katılımını arttırarak ekonomilerine %35 oranında büyütebileceğini vurguladı. Aslında aralarında Türkiye’nin de bulunduğu çok sayıda ülke Lagarde’nin vurguladığı gerçeğin uzun süredir farkında ve bu konuda çalışmalar yürütüyor.

Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranı hem devlet, hem özel sektör, hem de bu konuda çalışan sivil toplum örgütlerinin katkısıyla 2018’de %34,1’e ulaştı. Her ne kadar hedef bu oranın 2023’te %41’e ulaşması olsa da çalışma hayatında kadın-erkek oranının %50-%50 olması hem fırsat eşitliği hem de ekonomik göstergeler açısından oldukça kritik.

Bundan yıllar sonraki projeksiyonlarda bile tam eşitliği sağlamak ulaşılması zor bir hedef olarak görünüyor. Bunun altında yatan pek çok neden var. Bunların en önemlileri kültürel kodlarımızda gizli. İnsanlığın özellikle tarım toplumuna geçiş ile belirginleşen, sanayi toplumuna geçiş ile zirveye ulaşan ataerkil örgütlenme biçimi, günlük hayatımızın çok derinlerine sirayet etmiş durumda. Durum böyleyken gündelik yaşamdaki rekabetin kendini gösterdiği birinci alan olan iş hayatına bu sorun en üst seviyede yansıyor. İşe alımla başlayan, terfi ve ücretlendirmeyle devam eden insan kaynakları süreçlerinde kadınların dezavantajlı durumu, yüzlerce araştırmaya konu olmuş durumda.

Halbuki bu adaletsiz yaklaşımın somut, veriye dayalı bir temeli olmadığı çok açık. Son on yılda Psylabs olarak Türkiye insan kaynakları piyasasında değerlendirme süreçlerinde kullandığımız araçlardan edindiğimiz yüzbinlerce veri, bize kadınların erkeklerden hiç de düşük performans sergilemediğini gösteriyor. Genellikle aradaki fark, istatistiksel olarak anlamlı olmayacak seviyelerde. Hatta bazı projelerde kadınların erkeklerden bir adım önde olduğunu görüyoruz.

 

Peki, insan kaynakları profesyonelleri olarak işe nereden başlayabilir ve ilk deniz yıldızını nasıl denize atabiliriz?

Tabii ki kolları işe alımdan başlayacak şekilde sıvayarak! Bu hedefe ulaşmak için özellikle işe alım süreçlerinde kadın ve erkek adaylara eşit fırsat verildiğinden emin olmak çok önemli.

Öncelikli olarak kadın ve erkek adaylar arasında adil ve eşit değerlendirme yapılmasını engelleme potansiyeline sahip, kişisel önyargıları tamamı ile devre dışı bırakacak bir işe alım modeli kurgulanmalı. Bunu yaptığımızdan emin olmak için de işe alım sürecimizi kişiden kişiye değişen, keyfi ve sübjektif her türlü etkiden arındırmalı, bunun yerine bilimsel ve objektif araçlara dayandırmalıyız.

Tabii, başta genel yetenek testi ve kişilik envanterleri olmak üzere yalnızca bu araçları “kullanmak” tek başına yeterli değil. Gerçekten iyi hazırlanmış, hem kültürel hem bölgesel hem de cinsiyet yönünden adil ölçüm yaptığı uluslararası kurumlarca onaylanmış, uluslararası standartlara uygun test ve envanterleri kullanmak kritik önemde.

Genel yetenek testleri ve kişilik envanterleriyle birlikte, seçme-yerleştirme sürecinde kullanılan tüm değerlendirme araçlarının kadınlar “aleyhine” ölçüm yapma riskini bertaraf etmek ise bu süreçteki en kritik adım.

Peki kullanacağınız testlerin kadın adaylarınıza eşit fırsat sunduğundan nasıl emin olabilirsiniz?

  • Öncelikle kullanacağınız testleri seçmeden önce, bu testleri geliştiren bilim insanlarının kimler olduğunu ve bu kişilerin alanlarındaki deneyimlerini titizlikle sorgulayın.
  • Test sağlayıcınızdan mutlaka testlerin geçerlilik ve güvenirlik skorlarıyla birlikte, cinsiyet ayrımcılığı yapmadığını gösteren bilimsel ve istatistiki kanıtları talep edin.
  • Seçim sürecinizde adaylarınızı mümkün olduğunca çok sayıda araçla değerlendirin.
  • Projelerinizi tamamladıktan sonra tüm kadın ve erkek adaylarınızın değerlendirme sonuçlarını karşılaştırın. Unutmayın, büyük farklar hatalı ölçümlere işaret eder.

İyi tasarlanmış bir seçim süreci ve doğru psikometrik araçların kullanımı, işe alım sürecinde kadın ve erkek adaylarınıza eşit fırsat vermenizi sağlar. Böylece organizasyonunuz için en doğru adayları cinsiyet farkı gözetmeden seçtiğinizden emin olabilirsiniz.

 

Unutmayın;

Aday seçiminde fırsat eşitliği, hem kadınların iş hayatına katılımına ve güçlendirilmesine, hem de organizasyonunuzun iş hedeflerine ulaşmasına katkı sağlar!

 

8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun!

 

Kaynaklar

https://www.theguardian.com/world/2019/mar/01/more-women-in-the-workplace-could-boost-economy-by-35-says-christine-lagarde

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/bakan-selcuktan-kadin-istihdami-hakkinda-aciklama-41141339

https://onlinelibrary.wiley.com/doi/pdf/10.1002/9781118133880.hop210004

 

Paylaşmak için lütfen tıklayın:

Social