Ölçme-Değerlendirme Nereye Gidiyor? Dünyadaki Yeni Trendler

Bu defa yazıyı kısa tutmaya kararlıyım. Şurası net ki hiç birimiz artık uzun girizgâhları okuma fırsatlarına sahip değiliz.

Öncelikle ölçme-değerlendirme derken neyi kastediyoruz, buna bakalım. Bu kavramdan, iş ortamında insanların işe uygunluklarını ölçmek için kullanılan yöntem ve araçların genelinden bahsediyoruz. Yani İK’cıların sevdiği ve alışık olduğu tabirle ‘assessment’ uygulamalarından.

Klasik ölçme-değerlendirme uygulamalarının tarihi hepimizin malumu. 19. Yüzyılın başında psikometrinin temelleri atılarak başlar, 1900’lerin başında ilk standardize zeka test(ler)i yayınlanır, 1. Dünya savaşında savaş pilotları ve askerler için özel, şimdiki testlerin öncülü testler geliştirilir, sonra 2. Dünya savaşı, Eysenck’ler, Cattell’ler, Beş Faktörler vs. bugünlere geliriz.

Bu kaba taslak zaman çizelgesine yakından bakıldığında dahi aslında bir yüzyıl boyunca takip edilen eksenin hep aynı olduğunu, değişimin detaylarda kaldığını görüyoruz. Yani hep kişilik envanterleri ve zeka (zihinsel kapasite) testleri vardı, hala var. Değişen sadece şu; eskiden kişiliği başka bir modelle ölçüyorken şimdi yeni bir modelle ölçüyoruz.

Tabi işin içine 90’lı yıllardan itibaren bilgisayar ve internetin girmesiyle bu ölçümler hata payları son derece düşük, mükemmele yakın geçerlik-güvenirlik rakamlarını yakaladılar. Mesela; adaptif ölçüm tekniği zihinsel kapasite ölçümünde devrim yarattı ve bu etkisini güçlü bir şekilde sürdürüyor. Örnek mi istiyorsunuz, birini paylaşayım: Adapt-g

Peki ya bundan sonra bizi neler bekliyor?

Bir kere şunu söyleyerek başlayalım; bilgisayar tabanlı, klasik psikometrik ölçme-değerlendirme yöntemleri görünür gelecekte hala ana akım (mainstream) olmaya devam edecek. Bu konuda kuşku yok, bunu cebimize koyalım.

Bugünkü konumuz, yeni yeni palazlanmaya başlayan alternatifler yöntemler. Yani görünür gelecekteki yeni trendlerin neler olacağı. Buna yakından baktığımızda Türkiye’de henüz kimselerin farkında olmadığı, emekleme aşamasındaki iki alternatif yöntem öne çıkıyor:

  1. Psikometrik Oyunlar (akıllı telefonlar üzerinden oynanan)
  2. İnternet ayak izi bazlı psikometrik ölçme değerlendirme

Psikometrik oyunlar; adaylara genellikle akıllı telefon uygulamaları üzerinden, online oyunlar oynatarak onların herhangi bir pozisyona uygunluklarını ölçen yetkinlik temelli kişilik ölçümlerini ve zihinsel kapasite (yetenek) ölçümlerini içeriyor. Ağırlıklı olarak yeni mezun işe alımlarında kullanılıyor.

İnternet ayak izi bazlı psikometrik değerlendirme ise kişilerin internette bıraktıkları izleri (tweetler, favoriler, durum güncellemeleri vs) takip ederek onların kişiliklerini ölçmeye dayanıyor.

Bu iki yöntem arasında psikometrik oyunların daha fazla öne çıktığı söylenebilir. Çünkü bu yöntem artık pratikte uygulanacak seviyeye taşınmış durumda (Bir örnek için tıklayınız: Deloitte Projesi). İnternet ayak izi bazlı psikometrik değerlendirme ise henüz bu ölçüde pratiğe dökülmüş değil. Yani pratikte işe yarayıp yaramayacağı veya ne ölçüde yaygınlaşabileceği konusunda elimizde henüz somut veriler yok. Bu önemli bir kısıtlılık.

Psikometrik oyunların en büyük iddiası yaptığı işi, ‘sıkıcı’ psikometrik test uygulamalarından çıkarıp eğlenceli hale getirmek. Y jenerasyon ve sonrası için bunun önemi büyük. Bunun yaratacağı artı faydalardan biri de tabii ki işveren markası ve firmaların algılarına yapacağı pozitif katkı. Bu sebeple İK bölümleri buraya harcayacağı paralar için pazarlama /satış / kurumsal iletişim vb. bölümlerin bütçelerine girebilirler. Klasik psikometrik ölçümler “nasıl birisi olduklarını” insanların kendisine sorarken, psikometrik oyunlar kişiye “hadi yap bakalım” diyorlar ve bunu ölçümlüyorlar. Bu yönüyle manipülasyon ve yönlendirme riskini de önemli ölçüde düşürdükleri iddiasındalar. Peki, yöntemin potansiyel problemleri yok mu? Tabi ki var; hem de çok kritik bir noktada. Bu yönteme yönelik en büyük eleştiri psikometrik geçerlik ve güvenirlik konusunda. Üstelik bunlar genelde yapısal sorunlar olduğundan kalıcı olarak çözümlenmeleri hiç de kolay değil. Bu yönüyle gidecekleri bir hayli yol ve bunun için de zamana ihtiyaçları var.

İnternet ayak izine dayalı ölçümler ise; internette yaptığınız her türlü arama, sayfa açma, durum güncellemesi, tweet atma vb. verileri kullanarak kişilik ölçümü yapma iddiasında. Bu farklı sektörlerde de yeni bir trend aslında. Örneğin internette bıraktığınız izlerden hastalık tanısı koyan sistemler var. Bir taraftan heyecan vericiyken diğer taraftan korkutucu değil mi? Bu yöntemin en büyük sorunu ise kültürel farklılıklarla birlikte kişisel güvenlik ve gizlilik. Bir taraftan bu ayak izlerini takip ederek kişiler hakkında psikometrik ölçüm yapmanın etik sınırları ileride daha da önemli bir tartışma yaratacağa benzerken öte taraftan dünyada yükselen daha da büyük bir trend olan “internet güvenliği ve mahremiyeti” konusunda giderek artan hassasiyet, gizlenmiş ayak izlerine erişimi (en azından yasal yollardan) ve bununla yapılacak olan psikometrik analizlerin gücünü azaltmaya gebe. Örnek vermek gerekirse; siz internetteki zamanının %30’unu ekşi sözlükte geçiren bir yazarsanız bu ölçümü yapma iddiasındaki sistemler, burada yaptığınız yorumları anonim kimliğinizden dolayı ne kadar analizlerine dahil edebilecekler? Veya anonim kimliklerle açılan twitter hesaplarından bu ne kadar yapılabilecek? Özellikle VPN destekli kullanımlarda. Sosyal medyada hiç olmamayı tercih eden kişiler, kültürler arası farklılıklar ve dil algoritmalarının değişecek olmasının yaratacağı büyük sorunlara hiç değinmiyorum bile. Bütün bu nedenlerle bu yöntemin standart bir İK uygulaması olamayacağını ancak devlet kurumları veya istihbarat kuruluşları için kullanılır hale gelebileceğini düşünüyorum.

Hadi gelin toparlayalım; son zamanlarda iş odaklı psikometrik ölçümlerde iki alternatif yöntemin öne çıktığını ama psikometrik oyunların rakibine kıyasla tartışmasız bir şekilde daha güçlü bir alternatif olduğunu görüyoruz. Bu yöntem özellikle 26-28 yaşın altındaki gençlerin yalnızca giriş pozisyonlarındaki işe alımları ve staj programları için güçlü bir alternatif olabilir. Ancak klasik değerlendirme merkezleri, giriş düzeyi dışındaki diğer tüm pozisyonların değerlendirmesi veya yönetici değerlendirmeleri için kullanmak için uygun olmayacaktır. Tabi tüm bunlar için bu yöntemin psikometrik değerlere uyum ve bu yöndeki uluslar arası kriterleri sağlama konusunda bir hayli yol kat etmesi gerek. Çok eğlenceli bir kişisel gelişim eğitimine katılabilirsiniz, eğitimde gülüp eğlenebilirsiniz ancak bu durum aldığınız eğitimin sizde amaçlanan davranış değişikliğini yarattığı anlamına gelmez. Tıpkı bunun gibi; bir ölçümü yaparken testi dolduran kişilerin çok eğlenmesi, yapılan ölçümün doğru olduğunu garanti etmez. Bunun için belirlenmiş uluslar arası psikometrik standartları karşılamak kritik önemdedir ve bu azami dikkat edilmesi gereken bir konudur.

Social